Psikoyoga


Nedir yahu bu “Psikoyoga” Dedikleri?

 

Psikoyoga’yı daha önce duymamış olman çok normal.

 

Bundan yaklaşık 2 yıl önce aldığım bir ödev olarak belirdi aslında kendisi. Belki de her birimiz kadar belki de her birimizden az ya da çok olacaktır ki kendisini eleştiren, beğenmeyen ve yeterli bulmayan zihnim beni de kitleyip bırakmıştı. Üretmek istiyor ama istediğim hiçbir şey için kendimi yeterli bulmuyordum.

 

Hocalarım bana bir ödev verdi: “Git ve sana ait, yeryüzünde eşi benzeri olmayan, otantik; kısacası sadece Banu’dan çıkabilecek bir fikir ile gel. O fikir emellerine hizmet etsin. O fikir ile üretmeye başla; kendi yetersizliklerini durduğun yerden göremeyeceksin. Durduğun yerden içindeki cevheri de çıkaramayacaksın.”

 

Çok sancılı bir süreçti o doğum ve yaratılış zamanı. Ama en nihayetinde Psikoyoga doğdu. Doğduğundan beri gelişti ve gelişiyor, her canlı organizmanın izlemesi gereken süreçte olduğu gibi.

 

Psikoyoga, Psikoloji ve Yoga’nın birleşimi aslında. Hayatta güvenilirliğine ve işlevselliğinin çeşitliliğine inandığım iki aracın birleşimi.

 

Yoga dediğimiz araç sadece havalı duruşlar yapmak, çok esnek veya güçlü olmak değil benim için, bundan çok daha fazlası. Bedenini tanımak, onu daha kapsamlı ve donanımlı kullanmak, onun sınırlarını bilmek, korumak ve bir o kadar da genişletmek. Belli başlı duruşlar (asanalar) yapmaktan öte, bir öğreti. Öğrettiği şey ise bedeni ve zihni uyumlamak; yin ve yang gibi; hem ayrıştırmak hem de bütünlemek. Daha “var” hissetmek, var oluşu güçlendirmek ve naif tutmak. Dolayısıyla beden ile yaptığınız her şey Yoga, niyetini koyduğunuz her eylem, her düşünce, her niyet de yine Yoga.

 

Psikoloji ise bir anlam çabası bilimi benim için. İnsana dair ne varsa, canlıya dair, bilince dair, bilincin gerisi, ötesi, berisi, arkası ve fazlasına dair. Çünkü hayat anlamlandırdıkça değerli, derin ve katlanılabilir. İnsan seviyorum ben, günümüzde karşılaştığım birçok insanın aksine. Herkesin öyküsü, yapabildikleri, yapmak istedikleri ve bunlar için harcamaya hazır olduğu veya henüz hazır olduğunu bile bilmediği tüm çabaları o kadar ilginç ve değerli ki!

 

Bu iki alan, yanları sıra bildiğim drama, yaratıcı drama, psikodrama, terapi ekolleri uygulamaları, bedensel uygulamalar, yaratıcı hareket, dans, sanat terapi uygulamaları gibi birçok bileşen ile birleşti en nihayetinde ve “Psikoyoga” yepyeni bir teknik ve stil olarak belirebiliyor şimdi karşımızda.

 

Her Psikoyoga oturumu bir tema kapsamında gerçekleşiyor.

 

Çemberler önemlidir, ana rahmini temsil ederler. Çemberlerde dinlenir, anlaşılır ve anlarsın ve bunlara sahip olabileceğini görmek çok ama çok önemlidir. Ders çember ile açılır, o temayı anlamlandırmamıza yardımcı olacak bedensel ve bilişsel çalışmalarla devam eder.

 

Psikoyoga yetişkinlere oyun oynatır. Çünkü;

 

“Hayal edebileceğiniz her şey gerçektir.” – Picasso

 

Oyunun yetişkinler için de ne kadar gerekli olduğu artık bilimsel araştırmaların bile konusu olur hale geldi ki bunu başka bir yazıda anlatacağım. Şunu belirtmem gerekir ki; oyun oynarken her şey olabilir, her yere gidebilir, her şeye dönüşebilir ve her şeyi deneyimleyebilirsiniz.

 

Kısacası her şeyi hayal edebilirsiniz ve böylece gerçek olurlar.

 

Demem o ki; bedeninle, düşüncelerinle, hislerinle, sezgilerinle; sosyal dinamikleri algılamak ve kendini konumlandırmak/var etmek ile; insana dair konular ile; bir yapboz misali hem her bir parçasına hem de bütününe meraklı isen – ki bence olsan iyidir – seni de beklerim.

 

“Bazı Psikoyoga konuları nelerdi mesela?” der isen: Konsantrasyon, Yetersizlik, İrade, Korkular, Öz şefkat, Otokontrol, İlişkiler, Hayat Rollerimiz, Somatik Algı, Takıntı, Bırakmak, Ertelemek ve nicesi idi.

 

WhatsApp