Yaşama Sanatı


İnsanoğlu milyonlarca yıldır yaşıyor.

Biliyorum çok garip duran bir cümle fakat aslında bu cümlenin altında çok önemli bir soru yatıyor.

İnsan neden yaşar?

Ve hakikaten hayat inanılmaz acılar ve ıstıraplarla dolu bir yer.

Buda'nın ortaya koyduğu ilk gerçek, ıstırap gerçeğidir (dukkha). 

Buda'ya göre doğum, ihtiyarlık ve ölüm birer ıstırap vesilesidir; kısacası yaşam dediğiniz döngünün tamamı an be an ıstırap dolu…

O halde hakikaten ne uğruna yaşıyoruz?

Acılar uğruna mı derseniz; sanmam, sanmak da istemem.

Öyle ya ya da böyle biz an be an yaşamı ve yaşamayı seçiyoruz. Bunu oldukça evrimsel bir bakış açısıyla açıklayabileceğiniz gibi işin içine insan dediğimiz mahlukat girince bence durum bundan biraz daha karmaşık.

Spinoza buna “Conatus” kavramını uygun görmüş. 

Conatus, insanın doğasının fiili özünü oluşturur demiş hatta yetinmeyip. Bütün evrenin fakat özellikle etkinlik olarak insanın var olma gücünün bir kıvılcım üreticisidir bu kavramın açıkladığı.

İnsanın belirsiz bir zamanda da değil, tam da şu anda bilerek ve isteyerek yaşamasının temelini hazırlayan arzusudur. 

O halde haydi artık kabul edelim ki yaşayacağız. Ne kadar sürecek bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz yüksek ihtimalle fakat nasıl olacağını biraz bilebiliriz sanki.

“Nasıl bir yaşam bahşedeceksin kendine?"

Bence bu çok ama çok önemli bir soru.

İşte tam bu noktada canımız ciğerimiz Nietzsche’miz demiş ki:

“Günün sonunda yaşamın bir sanat eseri olmalı.” -  yani “Yaşama Sanatı

Nietzsche’ye göre bugün “varoluşun değeri ve anlamı sorusunun” görmezden gelinmesinin temel sebeplerinden birisi; insanın yaşamla artık estetik bir ilişki yerine son derece teorik ve rasyonel bir bağlantı içerisinde bulunmasıdır. Oysa teorik bir çerçeveden yaşamın anlamı sorusunu sağlıklı ve de olumlu bir şekilde yanıtlamak mümkün değildir.

Dolayısıyla insan bir sanatçı gibi kendi yaşamını üretmelidir. 

Belki hiç beklemezsiniz çünkü kendisi neden bilmiyorum kötümser biri gibi görülüyor sanki ama şunu diyecek kadar koca yüreklidir:

“Kaderin ne olursa olsun, başına ne halt gelirse gelsin olursa olsun, ‘İhtiyacım olan bu’ de.”

Kendi hayatının bizzat yaratıcısı olmak ve bunu estetik bir bakış açısıyla harmanlayarak bir sanatçı gibi sabırla, zerafet, incelik ve kabulle yapmak fikri beni çok etkiledi ve etkiliyor.

Hayat ıstırap dolu ise de sadece ondan ibaret değil.

Bu tuzakta hapsolmamak için ise kendi sanat eserimizi ciddiye almalı ve yaratmaya başlamalıyız gibi duruyor - neşe, kahkaha, keşif ve kabul ile! 

 

WhatsApp