Yılın son kelimelerinden merhaba!
Biraz samimi bir yazı ile hem içimi dökecek hem de aralara bilgiler serpiştireceğim.
Eminim ki bu satırları okuyan herkes gibi benim de bu bitirmek üzere olduğumuz yılda uykusuz kaldığım geceler, düşünmekten çıldıracağımı sandığım zamanlar, derin üzüntülerim, derin vedalarım, korktuğum ama giriştiğim yeni başlangıçlarım, ani veya büyük kararlarım, "Vay anasını!" dediğim olay silsilelerim, yeni insanlar, yeni yerler, duygu şelalelerim, karmaşalarım, şaha kalktığım zamanlar, kocaman düşüşlerim, kendime verdiğim sözleri tutamadığım zamanlar, kendime verdiğim sözlere sadık kaldığım zamanlar, saçma tepkiler verdiğim zamanlar, içimin huzurla ve yaşam sevgisiyle dolduğu anlar, sahici gülümsemelerim, anlam vermekte güçlük çektiğim ilişkisel problemlerim, hastalıklarım, "Aha işte şimdi sıçtık!" dediğim anlar/olaylar, "Bu an hiç bitmesin" dediğim anlar, bol bol gözyaşı, "Bu paralar nereye gidiyor anlamıyorum" şeklinde serzenişlerim, çok iyi bildiklerimden şüphelerim, gezmelerim, evden çıkmayışlarım, kilo almalar ve vermeler, çaresiz ve anlaşılmamış hissedilmelerim, sevgiyle sarmalandığım zamanlarım oldu...
Daha da çok şey oldu da artık durayım dedim...
Sahi hala benimle misiniz?
Bu satırdaysak evet belli ki; süper :)
Yazdıklarım tanıdık geldi mi size? Hepsi olmasa da eminim çoğu öyle. Çoğu danışanımdan şunu duyarım: "Bunları bir tek ben mi yaşıyorum?" veya "Eminim siz bunları yaşamıyorsunuzdur..."
Yahu derim olur mu öyle şey! Ben de insanım. Sen bana yalnızca senin yaşadığın şeyleri değil; insan olmayı anlatıyorsun.
Kendimize düşmek için izin vermeyen o yargıç zihnimizin işleri işte. Hepimizde o zihin var. Durmuyor, susmuyor, eleştiri mode on.
Bilirim...
Kimse sizden iyi değil; kimse sizden kötü de değil. Herkes deniyor. Herkes öğreniyor. Herkes biliyorum sanıyor. Herkes değişecek. Herkes hata yapacak. Herkes düşecek ve kalkacak. Herkes saçmalayacak. Herkes her şeyi yaşayacak. Kendince tabi ama aynen böyle olacak.
Dolayısıyla önümüzdeki bir 365 gün için de dileğim; Gelin, bu sene hayatı acısıyla tatlısıyla kucaklayalım.
Acılara tahammül etmeyelim de kabul edelim.
Arkamıza değil önümüze bakalım. Önümüze bakarken taktığımız gözlük önemli: Anlamlı bir yaşam gözlüğüne ne dersiniz?
Kendi iç huzurumuzun sorumluluğunu almaya peki?
Nelerden ne kadar etkilendiğimiz üzerinde güç kazanmaya?
Yolumuzdan kopsak da (bu insani), yola dönmeye (bu seçim)?
Sevmeye, üretmeye, çabalamaya, nezakete, paylaşmaya, kendimizi sevmeye?
Elaleme göre değil, kendimize göre yaşamaya?
Bazı kuralları yıkmaya ve yenilerini kurmaya?
Büyük yaşamak için büyük düşme risklerine yer açmaya?
Büyümeye?
düşünmeye değil de yaşamaya var mısınız?
Önünüzdeki seneden ne alacağınız var kendinize sormadıysanız şöyle bir sorun ve bu soruyla kalın derim. Zira size onu Allah'ın sopasıyla gökten indirmeyecekler. Eh leylekler de getirmeyeceğine göre iş bize düşecek.
Ama her daim de yalnız olmak zorunda değiliz. Destek alın ve verin. Hatta en iyi destek almak, vermektir çoğu zaman.
Ben de buradayım (inş ölmezsem), belirtmek isterim :)
Hepinizi kucaklıyorum!